Türkiye’de Yatırım ve Yatırım Ortamının Genel Durumu
TÜRKİYE’DE YATIRIM ORTAMININ GENEL DURUMU
Türkiye’de yatırım ortamının genel durumu hakkında detaylı bilgi vermek isterim. Aşağıdaki başlıkları açıklamaya çalışacağım:
Türkiye’nin ekonomisi: Türkiye, gelişmekte olan bir ülke olarak dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer almaktadır. Türkiye, hem kendi iç pazarı hem de ticaret anlaşmaları sayesinde ulaştığı bölgesel pazarlar ile büyük bir potansiyele sahiptir. Türkiye, coğrafi olarak Avrupa, Asya ve Afrika arasında bir köprü oluşturmakta ve küresel iş ağlarına katılmaktadır. Türkiye, yabancı yatırımcılar için cazip fırsatlar sunan bir ülke olmuştur.
Türkiye, genç ve eğitimli bir nüfusa sahiptir. Türkiye, iş gücünün verimliliği ve rekabet gücüyle öne çıkmaktadır. Türkiye, mühendislik ve teknoloji alanlarında yetişmiş insan kaynağıyla dikkat çekmektedir.
Türkiye, yatırımcılara güvenli ve adil bir iş ortamı sağlamak için reformlar yapmaya çalışmaktadır. Türkiye, yabancı yatırımları koruyan ve teşvik eden bir kanuna sahiptir. Türkiye, projeye özel ve kapsamlı teşvik programları sunmaktadır. Türkiye, teknoloji gelişimine katkı sağlayacak destekler sağlamaktadır.
Türkiye, 2021 yılında yüzde 9.9’luk bir büyüme oranı ile dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmuştur. Ancak Türkiye’nin ekonomik performansı aynı zamanda yüksek enflasyon, döviz kuru dalgalanmaları, dış borç yükü ve siyasi belirsizlik gibi önemli zorluklarla karşı karşıyadır.
Türkiye’nin iş gücü: Türkiye, genç ve dinamik bir nüfusa sahiptir. Türkiye’nin nüfusu 2021 yılında yaklaşık 85 milyon olup, bunun yarısı 33,5 yaşın altındadır. Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkelerle kıyaslandığında en genç nüfusa sahip ülke olup, 2050 yılına kadar da bu özelliğini koruyacaktır.
Türkiye, iyi eğitimli ve rekabetçi bir iş gücüne de sahiptir. Türkiye’de iş gücüne katılım oranı 2021 yılında yüzde 52,8 olup, bunun yüzde 30,9’u kadınlardan oluşmaktadır. Türkiye’de iş gücünün eğitim düzeyi de giderek artmaktadır. Türkiye’de 15 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 22’si yükseköğretim mezunu olup, bunun yüzde 44’ü kadınlardan oluşmaktadır.
Türkiye, mühendislik ve teknoloji alanlarında yetişmiş insan kaynağıyla dikkat çekmektedir. Türkiye’de her yıl yaklaşık 100 bin mühendis mezun olmaktadır. Türkiye, kalifiye mühendis sayısında dünya genelinde üst sıralarda yer almaktadır. Türkiye’de ayrıca bilim ve teknoloji alanında çalışan araştırmacı sayısı da artmaktadır. Türkiye’de 2019 yılında yaklaşık 170 bin araştırmacı bulunmaktaydı.
Türkiye’nin hukuk sistemi: Türkiye, yatırımcılara güvenli ve adil bir iş ortamı sağlamak için hukuk reformları yapmaya çalışmaktadır. Türkiye, yabancı yatırımları koruyan ve teşvik eden bir kanuna sahiptir. Türkiye, birçok ülke ile yatırımları koruma ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları imzalamıştır. Türkiye, iş ve yatırım ortamındaki riskleri ve maliyetleri düşürmek ve piyasalarda rekabeti artırmak için yeni nesil reformlar yapmaktadır.
Türkiye, anayasal bir cumhuriyettir. Türkiye’nin hukuk sistemi, Avrupa Birliği’ne uyum süreci çerçevesinde sürekli olarak geliştirilmektedir. Türkiye’nin hukuk sistemi, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanmaktadır. Türkiye’nin hukuk sistemi, yasama, yürütme ve yargı organları arasında denge ve denetim mekanizmaları içermektedir.
Türkiye, uluslararası hukuka saygılı bir ülkedir. Türkiye, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, NATO, OECD, G20 gibi uluslararası örgütlere üyedir. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini tanımıştır. Türkiye, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması için çaba göstermektedir.
Türkiye’nin yatırım teşvikleri: Türkiye, yatırımcılara çeşitli destekler sunmaktadır. Türkiye, yatırım projelerine göre farklı teşvik programları uygulamaktadır. Türkiye, yatırım projelerinin niteliğine, büyüklüğüne, bölgesine ve sektörüne göre vergi indirimi, sigorta primi desteği, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gümrük vergisi muafiyeti gibi teşvikler sağlamaktadır.
Türkiye, teknoloji gelişimine katkı sağlayacak teşvik programları uygulamaktadır. Türkiye, Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini desteklemek için vergi indirimi, sigorta primi desteği, gelir vergisi stopaj desteği, damga vergisi muafiyeti gibi teşvikler sunmaktadır. Türkiye, teknoloji geliştirme bölgeleri, endüstri bölgeleri, serbest bölgeler gibi özel statülü bölgelerde de yatırımcılara avantajlar sağlamaktadır.
Türkiye, farklı sektörlerde yüksek potansiyel taşıyan bir ekonomidir. Türkiye, enerji, ulaştırma, turizm, sağlık, eğitim, tarım gibi stratejik sektörlerde yatırımcılara büyük fırsatlar sunmaktadır. Türkiye, ihracata yönelik üretimi desteklemek için ihracatçılara vergi iadesi, kredi faiz desteği, ihracat kredi sigortası gibi teşvikler vermektedir.
TÜRKİYE’DE YATIRIM YAPMAK İÇİN GEREKLİ İZİNLER VE BELGELER
Yatırımcı vizesi: Yatırımcı vizesi, bir ülkeye yatırım yapmak, iş kurmak veya var olan bir işletmeye ortak olmak isteyen yabancı uyruklu kişilerin başvurduğu bir vize türüdür. Yatırımcı vizesi, yatırımcılara belirli bir süre için oturma izni verir. Yatırımcı vizesi, ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Bazı ülkeler yatırımcılara vatandaşlık veya kalıcı oturma izni de sunabilir.
Yatırımcı vizesi almak için bazı şartlar vardır. Bunlar arasında yatırım yapılacak ülke ile yatırımcının uyruğunu taşıdığı ülke arasında ticari anlaşma olması, yatırım yapılacak miktarın belirli bir seviyenin üzerinde olması, yatırımın ekonomiye ve istihdama katkı sağlaması, yatırımcının temiz bir adli sicile sahip olması gibi şartlar sayılabilir.
Yatırımcı vizesi almak için gerekli evraklar da ülkeden ülkeye değişebilir. Genellikle yatırım projesinin detayları, yatırımın kaynağı ve miktarını gösteren belgeler, iş planı, vergi beyannamesi, banka hesap dökümleri, pasaport, fotoğraf, başvuru formu gibi belgeler istenir. Yatırımcı vizesi başvurusu, ilgili ülkenin konsolosluğuna veya büyükelçiliğine yapılır. Başvuru süreci ve ücreti de değişkenlik gösterebilir.
Yatırımcı vizesi alan kişiler, yatırım yaptıkları ülkede oturma iznine sahip olurlar. Bu sayede o ülkede yaşayabilir, çalışabilir, eğitim alabilir veya seyahat edebilirler. Yatırımcı vizesi alan kişiler aynı zamanda aile fertlerini de yanlarına getirebilirler. Bazı ülkelerde yatırımcı vizesi ile belirli bir süre sonra vatandaşlık veya kalıcı oturma izni başvurusu da yapılabilir.
Ticaret sicil kaydı: Ticaret sicil kaydı, ticari işletmesi olan kişilerin yasal olarak tanınması ve korunması için yaptıkları bir kayıttır. Ticaret sicil kaydı, işletmenin ve sahibinin kimliğini, faaliyet alanını, ortaklarını, sermayesini, adresini ve diğer bilgilerini içerir. Ticaret sicil kaydı, işletmenin ticari haklardan yararlanmasını, ticari yükümlülüklerini yerine getirmesini ve ticari ilişkilerini yürütmesini sağlar.
Ticaret sicil kaydı yapmak için bazı şartlar vardır. Bunlar arasında ticari işletme kurma ehliyetine sahip olmak, ticari işletmenin faaliyet alanının kanunlara uygun olması, ticari işletmenin unvanının başka bir işletme ile çakışmaması gibi şartlar sayılabilir. Ticaret sicil kaydı yapmak için gerekli evraklar da değişkenlik gösterebilir. Genellikle ticari işletmenin kuruluş sözleşmesi, vergi levhası, imza beyannamesi, nüfus cüzdanı fotokopisi, fotoğraf gibi belgeler istenir.
Ticaret sicil kaydı yapmak için ilgili ticaret sicili müdürlüğüne başvurmak gerekir. Başvuru süreci ve ücreti de değişkenlik gösterebilir. Ticaret sicil kaydı yapıldıktan sonra ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’ne gönderilir. Ticaret sicili kaydı yapılan işletme, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı bir odaya da üye olmak zorundadır.
Vergi levhası: Vergi levhası, bir işletmenin yasal olarak faaliyet gösterdiğini ve vergi ödediğini belgeleyen bir belgedir. Vergi levhası, işletmenin ve sahibinin kimliğini, faaliyet alanını, ortaklarını, sermayesini, adresini ve diğer bilgilerini içerir. Vergi levhası, işletmenin ticari haklardan yararlanmasını, ticari yükümlülüklerini yerine getirmesini ve ticari ilişkilerini yürütmesini sağlar.
Vergi levhası almak için bazı şartlar vardır. Bunlar arasında ticari işletme kurma ehliyetine sahip olmak, ticari işletmenin faaliyet alanının kanunlara uygun olması, ticari işletmenin unvanının başka bir işletme ile çakışmaması gibi şartlar sayılabilir. Vergi levhası almak için gerekli evraklar da değişkenlik gösterebilir. Genellikle ticari işletmenin kuruluş sözleşmesi, vergi levhası, imza beyannamesi, nüfus cüzdanı fotokopisi, fotoğraf gibi belgeler istenir.
Vergi levhası almak için ilgili ticaret sicili müdürlüğüne başvurmak gerekir. Başvuru süreci ve ücreti de değişkenlik gösterebilir. Vergi levhası yapıldıktan sonra ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’ne gönderilir. Vergi levhası yapılan işletme, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı bir odaya da üye olmak zorundadır.
İş yeri ruhsatı: İş yeri ruhsatı, bir işletmenin yasal olarak faaliyet gösterdiğini ve vergi ödediğini belgeleyen bir belgedir. İş yeri ruhsatı, işletmenin ve sahibinin kimliğini, faaliyet alanını, ortaklarını, sermayesini, adresini ve diğer bilgilerini içerir. İş yeri ruhsatı, işletmenin ticari haklardan yararlanmasını, ticari yükümlülüklerini yerine getirmesini ve ticari ilişkilerini yürütmesini sağlar.
İş yeri ruhsatı almak için bazı şartlar vardır. Bunlar arasında ticari işletme kurma ehliyetine sahip olmak, ticari işletmenin faaliyet alanının kanunlara uygun olması, ticari işletmenin unvanının başka bir işletme ile çakışmaması gibi şartlar sayılabilir. İş yeri ruhsatı almak için gerekli evraklar da değişkenlik gösterebilir. Genellikle ticari işletmenin kuruluş sözleşmesi, vergi levhası, imza beyannamesi, nüfus cüzdanı fotokopisi, fotoğraf gibi belgeler istenir.
İş yeri ruhsatı almak için ilgili ticaret sicili müdürlüğüne başvurmak gerekir. Başvuru süreci ve ücreti de değişkenlik gösterebilir. İş yeri ruhsatı yapıldıktan sonra ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’ne gönderilir. İş yeri ruhsatı yapılan işletme, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı bir odaya da üye olmak zorundadır.
TÜRKİYE’DE YATIRIM YAPMAK İÇİN VERGİLENDİRME
İ. Kurumlar vergisi: Kurumlar vergisi, kurumların kazandıkları para üzerinden devlete ödedikleri bir vergidir. Kurumlar vergisi, kurumların ne iş yaptığına veya nasıl kurulduğuna değil, ne kadar kazandığına göre belirlenir. Kurumlar vergisi, gelir vergileri arasında yer alır.
Kurumlar vergisi ödemek zorunda olanlar, kanunla belirlenmiş kurumlardır. Bunlar arasında anonim şirketler, limited şirketler, kooperatifler, kamu kuruluşları, dernek ve vakıfların işletmeleri ve ortaklıklar bulunmaktadır. Bu kurumların merkezi Türkiye’de ise tüm kazançları üzerinden vergi öderler. Merkezi yabancı ülkede ise sadece Türkiye’de kazandıkları para üzerinden vergi öderler. Türkiye’de kazanılan para, Türkiye’deki bir işyeri veya temsilci aracılığıyla veya Türkiye kaynaklı olarak tanımlanır.
Kurumlar vergisi oranı, her yıl bütçe kanunu ile belirlenir. 2021 yılı için kurumlar vergisi oranı %25 olarak uygulanmıştır. 2022 yılı için kurumlar vergisi oranı %23 olarak belirlenmiştir. Bazı kurumlar için farklı oranlar da uygulanabilir. Örneğin, bankalar, finansal kuruluşlar ve sigorta şirketleri için kurumlar vergisi oranı %25’tir.
Kurumlar vergisi matrahı, kurumların gelirlerinden giderlerinin çıkarılmasıyla bulunur. Kurumların gelirleri, ticari kazanç, zirai kazanç, sermaye geliri ve diğer gelirler olarak sınıflandırılır. Kurumların giderleri ise genel giderler, amortismanlar, değer düşüklüğü karşılıkları, zararlar ve istisnalar olarak sınıflandırılır.
Kurumlar vergisi beyannamesi, her yıl Nisan ayının son gününe kadar verilir. Kurumlar vergisi beyannamesi ile birlikte ödenmesi gereken verginin tamamı veya ilk taksiti de ödenir. İkinci taksit ise Ağustos ayının son gününe kadar ödenir. Kurumlar vergisi beyannamesi vermekle yükümlü olan kurumların beyannamelerini elektronik ortamda vermesi zorunludur.
KDV: KDV, mal ve hizmetlerin değerine göre alınan bir vergidir. KDV, kişilerin değil, kurumların ödediği bir vergidir. Ancak son tüketiciler de mal ve hizmet satın alırken KDV’yi fiyata dâhil olarak öderler.
KDV, 1984 yılında kanunla yürürlüğe girmiştir. KDV, Türkiye’de üç farklı oranda uygulanmaktadır. Bunlar %1, %10 ve %20’dir. Bu oranlar, mal ve hizmetlerin ihtiyaç zorunluluğuna göre belirlenmiştir. Örneğin, temel gıda maddeleri %1, kültür ve eğitim hizmetleri %10, lüks tüketim malları %20 KDV oranına tabidir.
KDV ödemek zorunda olanlar, ticari faaliyet gösteren kurumlardır. Bunlar arasında anonim şirketler, limited şirketler, kooperatifler, kamu kuruluşları, dernek ve vakıfların işletmeleri ve ortaklıklar sayılabilir. KDV ödeyen kurumlar, sattıkları mal ve hizmetler için aldıkları KDV’yi devlete öderler. Aynı zamanda aldıkları mal ve hizmetlerde ödedikleri KDV’yi de devletten geri alabilirler.
KDV beyannamesi, her ayın son günü akşamına kadar verilir. Beyannamede alınan KDV, ödenen KDV ve aradaki fark belirtilir. Beyannamede belirlenen verginin tamamı veya ilk taksiti de aynı gün akşamına kadar ödenir. İkinci taksit ise dört ay sonra ödenir. KDV beyannamesi vermekle yükümlü olan kurumların beyannamelerini elektronik ortamda vermesi zorunludur.
Gelir vergisi: Gelir vergisi, kişilerin bir yıl içinde kazandıkları para üzerinden devlete ödedikleri bir vergidir. Gelir vergisi, kişilerin ne iş yaptığına veya nasıl kurulduğuna değil, ne kadar kazandığına göre belirlenir. Gelir vergisi, gelir vergileri arasında yer alır.
Gelir vergisi ödemek zorunda olanlar, gerçek kişilerdir. Gerçek kişilerin gelirleri, gelir vergisinin konusunu oluşturur. Gelir, bir yıl içinde elde edilen ticari kazanç, zirai kazanç, ücret, sermaye geliri ve diğer kazanç ve iratlar olarak sınıflandırılır. Gelir vergisi matrahı, gelirden giderlerin ve istisnaların düşülmesiyle bulunur.
Gelir vergisi oranı, her yıl bütçe kanunu ile belirlenir. Gelir vergisi oranı, artan oranlı bir tarifeye göre uygulanır. Bu tarife, gelirin büyüklüğüne göre farklı oranlarda vergi alınmasını sağlar. Örneğin, 2021 yılı için geliri 22 bin TL’ye kadar olanlar %15, 600 bin TL’ye kadar olanlar %35, 600 bin TL’den fazla olanlar %40 oranında gelir vergisi öder.
Gelir vergisi beyannamesi, her yıl Mart ayının son gününe kadar verilir. Beyannamede elde edilen gelirler, yapılan giderler ve ödenmesi gereken vergi tutarı belirtilir. Beyannamede belirlenen verginin tamamı veya ilk taksiti de Mart ayının son gününe kadar ödenir. İkinci taksit ise Temmuz ayının son gününe kadar ödenir. Gelir vergisi beyannamesi vermekle yükümlü olan kişilerin beyannamelerini elektronik ortamda vermesi zorunludur.
Stopaj vergisi: Stopaj vergisi, bir gelirin veya kazancın kaynağından kesilen ve devlete ödenen bir vergidir. Stopaj vergisi, gelir ve kurumlar vergisine tabi olan kazançlara uygulanır. Stopaj vergisi, vergi tahsilatını kolaylaştırmak ve vergi kaçakçılığını önlemek için kullanılır.
Stopaj vergisi ödemek zorunda olanlar, ticari faaliyet gösteren kurumlar, serbest meslek erbabı, ücretli çalışanlar ve kira geliri elde edenlerdir. Stopaj vergisi oranları, elde edilen gelirin veya kazancın türüne ve miktarına göre değişir. Örneğin, serbest meslek erbabına yapılan ödemelerden %20, iş yeri kira ödemelerinden %20, ücret ödemelerinden %15 ila %40 arasında stopaj vergisi kesilir.
Stopaj vergisi hesaplaması yapmak için, elde edilen gelirin veya kazancın brüt tutarı üzerinden stopaj oranı uygulanır. Örneğin, brüt 10.000 TL karşılığında bir iş yaptırdığınızda, %20 stopaj oranı uygulamanız gerekir. Bu durumda, işi yapan kişiye 8.000 TL ödeme yapıp, kalan 2.000 TL’lik tutarı işi yapan adına vergi dairesine yatırırsınız.
Stopaj vergisi beyannamesi, her ayın son günü akşamına kadar verilir. Beyannamede tahsil edilen stopaj tutarı ve bunun hangi gelir veya kazanç türüne ait olduğu belirtilir. Beyannamede belirlenen stopaj tutarının tamamı veya ilk taksiti de aynı gün akşamına kadar ödenir. İkinci taksit ise dört ay sonra ödenir. Stopaj vergisi beyannamesi vermekle yükümlü olan kurumların beyannamelerini elektronik ortamda vermesi zorunludur.
TÜRKİYE’DE YATIRIM YAPMAK İÇİN HUKUKİ ÇERÇEVE
Yatırım sözleşmeleri: Yatırım sözleşmesi, bir yatırımcının bir projeye veya işletmeye para veya mal vermesi karşılığında, projenin veya işletmenin sahibi veya yöneticisi ile yaptığı bir anlaşmadır. Yatırım sözleşmesi, yatırımcının verdiği kaynağın nasıl geri alınacağını, yatırımcının projeden veya işletmeden ne kadar pay alacağını, yatırımcının projeye veya işletmeye ne kadar katılacağını ve sorumlu olacağını, yatırımın ne kadar riskli ve güvenli olduğunu, yatırımın ne kadar süreceğini ve nasıl biteceğini belirler.
Yatırım sözleşmesi, sermaye piyasası aracı olarak kabul edilen bir işlemdir. Sermaye piyasası aracı, menkul kıymetler ve türev araçlar ile yatırım sözleşmeleri de dâhil olmak üzere Kurulca bu kapsamda olduğu belirlenen diğer sermaye piyasası araçlarıdır. Yatırım sözleşmesi, özel olarak ismen belirtilmeyen bir işlemin nitelik itibariyle sermaye piyasası aracı olarak kabul edilmesine imkân sağlayacak şekilde ele alınmış bir niteliktir. Yani yatırım sözleşmesi kavramı aslında bir torba kavram niteliğindedir.
Yatırım sözleşmesi yapmak için bazı şartlar vardır. Bunlar arasında yatırımcının ve proje sahibinin veya işletmenin kimlik bilgileri, yatırımın konusu, amacı, kapsamı ve süresi, yatırımın bedeli ve ödeme şekli, yatırımın getirisi ve paylaşım oranı, yatırımın riskleri ve güvenceleri, yatırımcının projeye veya işletmeye katılma hakkı ve sorumlulukları, yatırımın sona erme şartları ve uyuşmazlık durumunda başvurulacak hukuk sistemi ve yetkili mahkeme gibi hususların belirlenmesi sayılabilir.
Yatırım sözleşmesi yapmanın avantajları ve dezavantajları vardır. Avantajları arasında yatırımcının projeye veya işletmeye ortak olması, projeden veya işletmeden düzenli gelir elde etmesi, projeye veya işletmeye katkı sağlaması, projenin veya işletmenin büyümesine ve gelişmesine destek olması sayılabilir. Dezavantajları arasında ise yatırımcının projeye veya işletmeye bağlı hale gelmesi, projenin veya işletmenin başarısız olması durumunda kayba uğraması, projenin veya işletmenin yönetiminde sorun yaşaması, projeden veya işletmeden ayrılmanın zor olması sayılabilir.
İş sözleşmeleri: İş sözleşmeleri, işçi ve işveren arasında yapılan, işçinin bağımlı olarak iş yapmayı, işverenin de ücret vermeyi kabul ettiği anlaşmalardır. İş sözleşmeleri, yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. Ancak süresi bir yıl veya daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı olması zorunludur.
İş sözleşmeleri, süre, çalışma süresi ve niteliğine göre çeşitli türlere ayrılır. Süreye göre belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmesi, çalışma süresine göre tam veya kısmi süreli iş sözleşmesi, niteliğine göre de deneme, takım, çağrı ve esnek iş sözleşmesi gibi türler vardır.
Belirli süreli iş sözleşmesi, kanunda geçerli sayılan bir neden olmadıkça tekrarlanamayan ve belli bir süreye bağlı olan iş sözleşmesidir. Belirsiz süreli iş sözleşmesi ise belli bir süreye bağlı olmayan ve tarafların iradesine göre sona eren iş sözleşmesidir.
Tam süreli iş sözleşmesi, haftalık normal çalışma süresinin tamamını kapsayan iş sözleşmesidir. Kısmi süreli iş sözleşmesi ise haftalık normal çalışma süresinden daha az bir süreyi kapsayan iş sözleşmesidir.
Deneme süreli iş sözleşmesi, tarafların birbirlerini tanımak ve uyum sağlamak için belirledikleri bir süreyi kapsayan iş sözleşmesidir. Deneme süresi en fazla iki ay olabilir. Takım sözleşmesi, birden fazla işçinin ortaklaşa yaptıkları bir iş için yaptıkları iş sözleşmesidir. Çağrı üzerine çalışma sözleşmesi, işverenin çağrısı üzerine çalışan ve sadece çalıştığı saatler için ücret alan işçilerin yaptıkları iş sözleşmesidir. Esnek iş sözleşmesi ise çalışma saatlerinin belirlenmediği ve ihtiyaca göre değiştirilebildiği bir iş sözleşmesidir.
İş sözleşmelerinde tarafların hak ve yükümlülükleri vardır. İşçinin hakları arasında ücret almak, izin kullanmak, sosyal güvenlik hizmetlerinden faydalanmak sayılabilir. İşçinin yükümlülükleri arasında ise sadakat göstermek, emir ve talimatlara uymak, gizlilik korumak sayılabilir. İşverenin hakları arasında ise yönetim hakkı, denetim hakkı, disiplin hakkı sayılabilir. İşverenin yükümlülükleri arasında ise ücret ödemek, sağlık ve güvenlik önlemleri almak, eşit davranmak sayılabilir.
Taşımacılık sözleşmeleri: Taşımacılık sözleşmeleri, taşıyıcının bir ücret karşılığında yolcu veya eşya taşımayı kabul ettiği sözleşmelerdir. Taşımacılık sözleşmeleri, taşıma işinin türüne, kapsamına ve süresine göre farklı şekillerde yapılabilir. Taşımacılık sözleşmeleri, yazılı veya sözlü olarak kurulabilir. Ancak süresi bir yıl veya daha fazla olan taşımacılık sözleşmelerinin yazılı olması zorunludur.
Taşımacılık sözleşmelerinin tarafları, gönderen ve taşıyıcıdır. Gönderen, taşıyıcının karşısındaki taraf olup, taşıma işini yaptıran kişidir. Taşıyıcı ise, taşıma işini üstlenen ve gerçekleştiren kişidir. Taşımacılık sözleşmesi ile ilgili diğer kişiler ise, gönderilen ve eşyanın sahipleridir. Gönderilen, taşınan eşyanın teslim edileceği kişi olup, gönderenden farklı olabilir. Eşyanın sahipleri ise, çoğunlukla gönderen veya gönderilen ile aynı kişi olmakla birlikte, farklı da olabilir.
Taşımacılık sözleşmelerinde tarafların hak ve yükümlülükleri vardır. Gönderenin hakları arasında, eşyanın zamanında ve sağlam olarak teslim edilmesini istemek, eşyanın zarar görmesi veya kaybolması halinde tazminat talep etmek sayılabilir. Gönderenin yükümlülükleri arasında ise, taşıma ücretini ödemek, eşyanın niteliği ve değeri hakkında doğru bilgi vermek, eşyayı paketlemek ve etiketlemek sayılabilir. Taşıyıcının hakları arasında, taşıma ücretini almak, eşya üzerinde hapis hakkı kullanmak, eşyanın zarar verici veya tehlikeli olduğunu öğrenirse teslimden çekilmek sayılabilir. Taşıyıcının yükümlülükleri arasında ise, eşyayı zamanında ve sağlam olarak teslim etmek, eşyaya zarar vermemek veya kaybetmemek, eşya hakkında bilgi vermek sayılabilir.
Taşımacılık sözleşmelerinin sona ermesi için çeşitli sebepler vardır. Bunlar arasında, taşımanın tamamlanması, tarafların anlaşarak sözleşmeyi feshetmesi, taraflardan birinin iflas etmesi veya ölmesi sayılabilir. Taşımacılık sözleşmesinin sona ermesi halinde tarafların hak ve yükümlülükleri de sona erer.
Sigorta sözleşmeleri: Sigorta sözleşmeleri, sigortacının bir prim karşılığında, sigorta ettirenin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan bir tehlikeye karşı korumayı üstlendiği sözleşmelerdir. Sigorta sözleşmeleri, yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. Ancak süresi bir yıl veya daha fazla olan sigorta sözleşmelerinin yazılı olması zorunludur.
Sigorta sözleşmeleri, taşıma işinin türüne, kapsamına ve süresine göre farklı şekillerde yapılabilir. Örneğin, hayat sigortası, yangın sigortası, kaza sigortası, sağlık sigortası, seyahat sigortası gibi çeşitli sigorta türleri vardır. Sigorta sözleşmeleri, ayrıca reasürans sözleşmeleri ve isteğe bağlı katılım özelliği bulunan yatırım sözleşmeleri gibi özel türleri de içerir.
Sigorta sözleşmelerinin tarafları, sigortacı ve sigorta ettirendir. Sigortacı, sigorta güvencesini sağlayan ve prim alan kişi veya kurumdur. Sigorta ettiren ise, sigorta güvencesinden yararlanan ve prim ödeyen kişi veya kurumdur. Sigorta sözleşmesi ile ilgili diğer kişiler ise, lehtar ve sigortalıdır. Lehtar, sigorta bedelinin ödeneceği kişi olup, sigorta ettirenden farklı olabilir. Sigortalı ise, sigortanın konusunu oluşturan kişi veya mal olup, lehtardan farklı olabilir.
Sigorta sözleşmelerinde tarafların hak ve yükümlülükleri vardır. Sigortacının hakları arasında, prim almak, rizikonun gerçekleşmesi halinde zararı tazmin etmek sayılabilir. Sigortacının yükümlülükleri arasında ise, sigorta ettirene bilgi vermek, poliçe düzenlemek, rizikonun gerçekleşmesi halinde zararı tazmin etmek sayılabilir. Sigorta ettirenin hakları arasında, poliçe almak, rizikonun gerçekleşmesi halinde zararı tazmin etmek sayılabilir. Sigorta ettirenin yükümlülükleri arasında ise, prim ödemek, riziko hakkında doğru bilgi vermek, rizikonun gerçekleşmesi halinde bildirimde bulunmak sayılabilir.
Sigorta sözleşmelerinin sona ermesi için çeşitli sebepler vardır. Bunlar arasında, sigorta süresinin dolması, tarafların anlaşarak sözleşmeyi feshetmesi, rizikonun gerçekleşmesi veya imkânsız hale gelmesi sayılabilir. Sigorta sözleşmesinin sona ermesi halinde tarafların hak ve yükümlülükleri de sona erer.
TÜRKİYE’DE YATIRIM YAPMAK İÇİN RİSKLER VE FIRSATLAR
Ekonomik riskler:
-Enflasyon: Türkiye’nin enflasyon oranı, 2023 yılında yüzde 15,5 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu oran, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) hedeflediği yüzde 5’in çok üzerindedir. Enflasyon, mal ve hizmet fiyatlarının artması, alım gücünün azalması, reel faizlerin düşmesi ve tasarruf eğiliminin azalması gibi olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Enflasyonun yüksek seyretmesi, yatırımcıların maliyetlerini ve belirsizliklerini artırmakta, karlılık beklentilerini düşürmekte ve yatırım iştahını azaltmaktadır.
-Döviz kuru: Türk lirası, 2023 yılında ABD doları karşısında yüzde 20 değer kaybetmiştir. Bu durum, Türkiye’nin dış borç stokunu ve cari açığını artırmakta, ithalat maliyetlerini yükseltmekte ve enflasyon baskısını artırmaktadır. Döviz kuru dalgalanmaları, yatırımcıların gelir ve gider tahminlerini zorlaştırmakta, kur riskini artırmakta ve finansal piyasalarda oynaklığı artırmaktadır.
-Faiz oranları: TCMB, enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını yükseltmiştir. 2023 yılında politika faizi yüzde 18’e, haftalık repo faizi yüzde 19’a ve gecelik borçlanma faizi yüzde 20’ye çıkarılmıştır. Faiz oranlarının yüksek olması, ekonomik büyümeyi yavaşlatmakta, kredi maliyetlerini artırmakta ve yatırım harcamalarını azaltmaktadır. Faiz oranlarının değişkenliği de, yatırımcıların finansman planlamasını güçleştirmekte ve borçlanma riskini artırmaktadır.
Bu risklerin yanında, Türkiye’nin ekonomik fırsatları da mevcuttur. Türkiye’nin geniş iç pazarı, stratejik konumu, nitelikli iş gücü, rekabetçi üretim yapısı, dinamik girişimcilik kültürü ve cazip teşvikleri gibi avantajları bulunmaktadır. Türkiye’de yatırım yapmak isteyenler için birçok sektörde potansiyel vardır. Örneğin, yenilenebilir enerji, biyoteknoloji, nanoteknoloji, savunma sanayi ve dijital dönüşüm gibi alanlarda büyük fırsatlar sunulmaktadır.
Hukuki riskler:
-Yargı bağımsızlığı: Türkiye’nin yargı sistemi, 2017 referandumu ile başkanlık sistemine geçiş sonrasında bazı değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklikler, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda endişeler yaratmıştır. Yargı bağımsızlığı, yatırımcıların haklarını korumak, uyuşmazlıkları çözmek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak için önemlidir. Yargı bağımsızlığının zayıflaması, yatırımcıların güvenini ve hukuki güvenliğini azaltabilir.
-Düzenleyici belirsizlik: Türkiye’nin düzenleyici ortamı, son yıllarda bazı sektörlerde sık sık değişikliğe uğramıştır. Örneğin, enerji, telekomünikasyon, bankacılık, sigortacılık ve e-ticaret gibi alanlarda yeni düzenlemeler getirilmiş veya mevcut düzenlemeler değiştirilmiştir. Düzenleyici belirsizlik, yatırımcıların iş planlarını ve stratejilerini etkileyebilir. Düzenleyici belirsizlikten kaynaklanan maliyetler, yatırım karlılığını düşürebilir.
-Vergi uygulamaları: Türkiye’nin vergi sistemi, karmaşık ve değişkendir. Türkiye’de çok sayıda vergi türü, oranı ve istisnası bulunmaktadır. Vergi mevzuatı ve uygulamaları da sıklıkla değişebilmektedir. Vergi uygulamalarında tutarsızlık, keyfiyet ve ihtilaflar yaşanabilmektedir. Vergi uygulamaları, yatırımcıların maliyetlerini ve vergi yükünü artırabilir. Vergi uygulamalarından kaynaklanan anlaşmazlıklar, yatırım sürecini uzatabilir.
Bu risklerin yanında, Türkiye’nin hukuki fırsatları da mevcuttur. Türkiye’nin uluslararası anlaşmalara taraf olması, yabancı yatırımcılara bazı avantajlar sağlamaktadır. Örneğin, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması, Türkiye’ye serbest ticaret imkanı vermektedir. Türkiye’nin 100’den fazla ülke ile ikili yatırım anlaşması ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunmaktadır. Bu anlaşmalar, yabancı yatırımcılara hukuki koruma, ulusal muamele, adil ve eşit muamele, mülkiyet hakkı, transfer özgürlüğü ve tahkim hakkı gibi haklar tanımaktadır.
Politik riskler:
-Siyasi istikrarsızlık: Türkiye’nin siyasi sistemi, 2017 referandumu ile başkanlık sistemine geçmiştir. Bu değişiklik, siyasi partiler, kurumlar ve toplum arasında bazı gerilimlere ve kutuplaşmalara yol açmıştır. Türkiye’nin siyasi gündemi, sık sık anayasa değişikliği, erken seçim, ittifaklar, liderlik değişimi, yolsuzluk iddiaları, insan hakları ihlalleri ve terörle mücadele gibi konularla meşgul olmaktadır. Siyasi istikrarsızlık, yatırımcıların güvenini ve istikrar beklentisini zedeleyebilir.
-Güvenlik tehditleri: Türkiye, coğrafi olarak çalkantılı bir bölgede yer almaktadır. Türkiye’nin komşuları arasında Suriye, Irak, İran ve Rusya gibi ülkeler bulunmaktadır. Bu ülkelerle ilişkiler zaman zaman gerginlik ve çatışma yaşanabilmektedir. Türkiye ayrıca, PKK, FETÖ, IŞİD ve DHKP-C gibi terör örgütleriyle mücadele etmektedir. Güvenlik tehditleri, yatırımcıların fiziki ve mali güvenliğini tehlikeye atabilir.
-Uluslararası yaptırımlar: Türkiye’nin uluslararası alanda bazı politikaları ve kararları, bazı ülkeler ve kuruluşlar tarafından eleştirilmekte veya yaptırımlara maruz kalmaktadır. Örneğin, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alması, ABD tarafından CAATSA yaptırımlarını tetiklemiştir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri, AB tarafından kınanmış ve yaptırım tehdidiyle karşılaşmıştır. Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi konusundaki durumu, Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından eleştirilmektedir. Uluslararası yaptırımlar, yatırımcıların ticari faaliyetlerini ve finansal erişimlerini kısıtlayabilir.
Bu risklerin yanında, Türkiye’nin politik fırsatları da mevcuttur. Türkiye’nin NATO üyesi olması, askeri ve siyasi işbirliği imkanı sağlamaktadır. Türkiye’nin G20 üyesi olması, küresel ekonomik karar alma süreçlerine katılım hakkı vermektedir. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne aday ülke olması, siyasi ve ekonomik entegrasyon faydaları sunmaktadır. Türkiye’nin bölgesel bir güç olması, diplomatik ve kültürel etki alanını genişletmektedir.
Rekabet riskleri:
Türkiye’nin bazı sektörleri, yüksek rekabet ve düşük kar marjı nedeniyle piyasa doygunluğuna ulaşmıştır. Örneğin, perakende, inşaat, tekstil, otomotiv ve turizm gibi sektörlerde çok sayıda oyuncu bulunmaktadır. Bu sektörlerde yatırım yapmak isteyenler, farklılaşma, yenilik ve kalite gibi avantajlar sağlamak zorundadır. Piyasa doygunluğu, yatırımcıların pazar payını ve karlılığını azaltabilir.
Yerel rakipler: Türkiye’nin yerel rakipleri, yabancı yatırımcılara göre bazı avantajlara sahiptir. Örneğin, yerel rakipler, piyasa koşullarını, müşteri taleplerini, kültürel farklılıkları ve mevzuatı daha iyi bilmektedir. Yerel rakipler, daha esnek, uyumlu ve hızlı hareket edebilmektedir. Yerel rakipler, daha ucuz iş gücü, malzeme ve finansman kaynaklarına erişebilmektedir. Yerel rakipler, yatırımcıların rekabet gücünü ve pazar konumunu zorlayabilir.
Küresel rakipler: Türkiye’nin küresel rakipleri, yabancı yatırımcılara göre bazı avantajlara sahiptir. Örneğin, küresel rakipler, daha fazla sermaye, teknoloji, marka bilinirliği ve dağıtım ağına sahiptir. Küresel rakipler, daha kaliteli, yenilikçi ve çeşitli ürün ve hizmetler sunabilmektedir. Küresel rakipler, daha iyi kurumsal yönetim, şeffaflık ve sosyal sorumluluk uygulamalarına sahiptir. Küresel rakipler, yatırımcıların rekabet gücünü ve pazar konumunu zorlayabilir.
Bu risklerin yanında, Türkiye’nin rekabet fırsatları da mevcuttur. Türkiye’nin büyük ve dinamik bir pazar olması, yatırımcılara büyüme potansiyeli sağlamaktadır. Türkiye’nin stratejik bir konumda olması, yatırımcılara bölgesel ve küresel pazarlara erişim imkanı vermektedir. Türkiye’nin nitelikli ve ucuz iş gücü olması, yatırımcılara verimlilik ve maliyet avantajı sunmaktadır. Türkiye’nin teşvik sistemi olması, yatırımcılara vergi indirimi, sigorta primi desteği, arsa tahsisi, faiz desteği gibi destekler sağlamaktadır.
TÜRKİYE’DE YATIRIM YAPMAK İÇİN TAVSİYELER
Yatırım öncesi araştırma yapmak: Türkiye’de yatırım yapmak isteyenler için, yatırım öncesi araştırma yapmak çok önemlidir. Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara piyasa koşullarını, rekabet ortamını, hukuki ve düzenleyici çerçeveyi, vergi ve teşvik sistemini, siyasi ve ekonomik riskleri, sektörel fırsatları ve zorlukları anlamalarına yardımcı olur. Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara aşağıdaki avantajları sağlar:
Doğru karar verme: Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara Türkiye’de hangi sektörde, hangi bölgede, hangi şartlarda ve hangi ortaklarla yatırım yapmaları gerektiğine dair doğru kararlar vermelerine yardımcı olur. Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara piyasa analizi, rekabet analizi, SWOT analizi, risk analizi gibi yöntemlerle kapsamlı bir değerlendirme sunar. Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara yatırımın geri dönüş süresini, karlılık oranını, büyüme potansiyelini ve sürdürülebilirliğini hesaplamalarına imkan verir.
Sorunları önleme: Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara Türkiye’de karşılaşabilecekleri sorunları önceden tespit etmelerine ve önlem almalarına olanak tanır. Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara hukuki ve düzenleyici uyum, vergi ve teşvik uygulamaları, güvenlik ve siyasi riskler, kurumsal yönetim ve sosyal sorumluluk gibi konularda bilgi verir. Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara sorunlara karşı strateji geliştirmelerine ve alternatif planlar hazırlamalarına yardımcı olur.
Fırsatları yakalama: Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara Türkiye’de bulunan fırsatları yakalamalarına ve değerlendirmelerine fırsat sunar. Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara Türkiye’nin avantajlı konumunu, büyük ve dinamik pazarını, nitelikli ve ucuz iş gücünü, teşvik sistemini ve sektörel potansiyelini gösterir. Yatırım öncesi araştırma, yatırımcılara farklılaşma, yenilik ve kalite gibi rekabet üstünlükleri sağlamalarına rehberlik eder.
Yatırım uzmanlarından yardım almak: Türkiye’de yatırım yapmak için yatırım uzmanlarından yardım almak, birçok avantaj sağlayabilir. Yatırım uzmanları, Türkiye’nin yatırım ortamı, sektörel fırsatlar, teşvik programları, vergi ve hukuk mevzuatı, iş kurma ve çalışma izni gibi konularda bilgi ve danışmanlık verebilirler. Ayrıca, yatırım uzmanları, yatırımcılara uygun yatırım bölgeleri, projeler ve ortaklar bulmalarında yardımcı olabilirler. Yatırım uzmanlarından yardım almak için, Türkiye’de faaliyet gösteren çeşitli kurum ve kuruluşlarla iletişime geçilebilir. Bunlardan bazıları şunlardır:
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi: Türkiye’nin resmi yatırım ajansıdır. Yabancı yatırımcılara Türkiye’de yatırım yapmak için nedenler, sektörel raporlar, yatırım rehberi, teşvik rehberi, vergi rehberi, hukuk rehberi gibi kaynaklar sunar. Ayrıca, yabancı yatırımcılara proje bazlı destek sağlar
Türkiye’de faaliyet gösteren diğer danışmanlık firmaları, ticaret odaları, sanayi odaları, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları da yabancı yatırımcılara Türkiye’de yatırım yapmak için yardım sunabilirler. Bu kaynaklardan faydalanarak, Türkiye’nin sunduğu büyük potansiyeli değerlendirebilirsiniz.
Riskleri yönetmek: Türkiye’de yatırım yapmak isteyenler için, riskleri yönetmek de çok önemlidir. Riskleri yönetmek, yatırımcılara olası zararları önlemek, fırsatları değerlendirmek ve yatırım performansını artırmak için gereklidir. Riskleri yönetmek için aşağıdaki tavsiyeleri vermek istiyorum:
Risk analizi yapmak: Risk analizi, yatırımcılara Türkiye’de karşılaşabilecekleri riskleri tanımlamak, ölçmek, değerlendirmek ve sınıflandırmak için bir yöntemdir. Risk analizi, yatırımcılara risklerin olasılığını, etkisini, kaynağını ve sonucunu belirlemelerine yardımcı olur. Risk analizi, yatırımcılara risklerin öncelik sırasını ve önem derecesini gösterir. Risk analizi, yatırımcılara riskleri yönetmek için uygun stratejiler seçmelerine rehberlik eder.
Risk azaltma stratejileri uygulamak: Risk azaltma stratejileri, yatırımcılara Türkiye’de karşılaştıkları riskleri azaltmak veya ortadan kaldırmak için bir dizi eylemdir. Risk azaltma stratejileri, yatırımcılara risklerin kaynağına müdahale etmek, risklerin etkisini azaltmak, risklerin sonucunu telafi etmek veya riskleri başka bir tarafa aktarmak gibi seçenekler sunar. Risk azaltma stratejileri, yatırımcılara maliyet-etkinlik, esneklik ve uyumluluk gibi kriterlere göre uygulanmalıdır.
Risk izleme ve kontrolü yapmak: Risk izleme ve kontrolü, yatırımcılara Türkiye’de karşılaştıkları risklerin durumunu ve gelişimini takip etmek ve gerektiğinde müdahale etmek için bir süreçtir. Risk izleme ve kontrolü, yatırımcılara risk analizinin güncelliğini ve doğruluğunu sağlamak, risk azaltma stratejilerinin etkinliğini ve verimliliğini ölçmek, risk raporlaması ve iletişimi yapmak gibi faaliyetler içerir. Risk izleme ve kontrolü, yatırımcılara risk yönetiminin kalitesini ve sürekliliğini artırmalarına imkan verir.
Fırsatlardan yararlanmak: Türkiye’de yatırım yapmak isteyenler için, fırsatlardan yararlanmak da çok önemlidir. Fırsatlardan yararlanmak, yatırımcılara rekabet avantajı sağlamak, pazar payını artırmak ve yatırım karlılığını yükseltmek için gereklidir. Fırsatlardan yararlanmak için aşağıdaki tavsiyeleri vermek istiyorum:
Piyasa ihtiyaçlarını belirlemek: Piyasa ihtiyaçlarını belirlemek, yatırımcılara Türkiye’de hangi ürün veya hizmetlere talep olduğunu ve hangi boşlukları doldurabileceklerini anlamalarına yardımcı olur. Piyasa ihtiyaçlarını belirlemek, yatırımcılara müşteri segmentasyonu, pazar araştırması, trend analizi, talep tahmini gibi yöntemlerle yapılabilir. Piyasa ihtiyaçlarını belirlemek, yatırımcılara farklılaşma, yenilik ve kalite gibi fırsatları yakalamalarına imkan verir.
Teşviklerden faydalanmak: Teşviklerden faydalanmak, yatırımcılara Türkiye’de sunulan vergi indirimi, sigorta primi desteği, arsa tahsisi, faiz desteği gibi desteklerden yararlanmalarına olanak tanır. Teşviklerden faydalanmak, yatırımcılara maliyetleri azaltmak, karlılığı artırmak, rekabet gücünü yükseltmek gibi avantajlar sağlar. Teşviklerden faydalanmak için, yatırımcıların teşvik sistemini iyi bilmeleri, uygun teşvik bölgesini ve programını seçmeleri, gerekli şartları yerine getirmeleri ve başvuru sürecini takip etmeleri gerekir.
İşbirlikleri kurmak: İşbirlikleri kurmak, yatırımcılara Türkiye’de potansiyel ortaklarla iş yapmalarına fırsat sunar. İşbirlikleri kurmak, yatırımcılara yerel bilgi ve deneyim, finansal kaynak ve güvenilirlik, teknolojik altyapı ve inovasyon, dağıtım ağı ve pazar erişimi gibi faydalar sağlar. İşbirlikleri kurmak için, yatırımcıların uygun ortakları seçmeleri, ortak vizyon ve hedeflere sahip olmaları, karşılıklı güven ve saygıya dayalı bir ilişki kurmaları ve işbirliğinin performansını değerlendirmeleri gerekir.