Yabancıların Türkiye’de Yatırım Yapması
Türkiye’de Yabancı Yatırımların Düzenlenmesi:
Türkiye, uluslararası doğrudan yatırımcılar için cazip bir ülke olup, büyük bir pazar, stratejik konum, genç ve kalifiye işgücü, modern altyapı ve teşvik paketleri sunmaktadır. Türkiye, 2003-2021 yılları arasında yaklaşık 240 milyar ABD doları uluslararası doğrudan yatırım çekmiştir. Türkiye’nin uluslararası doğrudan yatırım stratejisi, 2023 yılı itibarıyla küresel doğrudan yatırımlardaki pazar payını %1,5’e çıkarmayı ve katma değeri yüksek yatırımları ülkeye kazandırmayı hedeflemektedir. Yabancıların Türkiye’de şirket kurması için gerekli hukuki süreçler ve şartlar da mevcuttur.
Yabancı yatırım yasaları ve düzenlemeleri
Türkiye’de yabancı yatırım yasaları ve düzenlemeleri, yabancı yatırımcılara yerli yatırımcılarla eşit muamele ilkesine dayanmaktadır. Yabancı yatırımcılar, Türkiye’de herhangi bir sektörde, herhangi bir oranda sermaye ile şirket kurabilir, şirket satın alabilir veya ortak olabilirler. Yabancı yatırımcılara, Türkiye’de kurdukları şirketlerin karlarını, sermayelerini ve varlıklarını serbestçe transfer etme hakkı tanınmaktadır. Yabancı yatırımcılara, Türkiye’de çalışma izni, oturma izni ve vatandaşlık edinme imkanları da sunulmaktadır.
Türkiye’de yabancı yatırım yasaları ve düzenlemeleri, aynı zamanda yabancı yatırımcılara çeşitli teşvikler de sağlamaktadır. Bu teşvikler arasında vergi indirimleri, sigorta primi desteği, arazi tahsisi, faiz desteği, gümrük vergisi muafiyeti ve bölgesel teşvikler bulunmaktadır. Teşviklerden yararlanmak için belirli kriterlere uygun olmak ve ilgili kurumlara başvurmak gerekmektedir.
Yatırımcıların izin ve ruhsat alma süreçleri
Türkiye’de yabancıların izin ve ruhsat alma süreçleri, yabancının çalışmak veya yatırım yapmak istediği alana göre değişiklik göstermektedir. Yabancıların çalışma izni alması için, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğüne başvurması gerekmektedir. Başvuru için gerekli belgeler, başvuru türüne ve çalışma alanına göre farklılık göstermektedir. Başvuru süreci, başvuru tarihinden itibaren 30 gün içinde tamamlanmaktadır.
Yabancıların yatırım yapmak için izin ve ruhsat alması için, ilgili kurum ve kuruluşlara başvurması gerekmektedir. Örneğin, yabancıların maden arama ruhsatı alması için, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğüne başvurması gerekmektedir. Başvuru için gerekli belgeler, ruhsat grubuna ve aranacak maden türüne göre farklılık göstermektedir. Başvuru süreci, başvuru tarihinden itibaren 15 gün içinde tamamlanmaktadır.
Yabancı yatırımcıların hak ve korumaları
Türkiye’de yabancı yatırımcıların hak ve korumaları, 2003 yılında yürürlüğe giren Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile güvence altına alınmıştır. Bu kanun, yabancı yatırımcılara yerli yatırımcılarla eşit muamele ilkesini benimsemiş, yatırım ve yatırımcı tanımlarında uluslararası standartlara uyulmasını sağlamış, doğrudan yabancı yatırımların gerçekleştirilmesinde izin ve onay sistemini bilgilendirme sistemine dönüştürmüş ve doğrudan yabancı yatırımların artırılmasına ilişkin politikalar belirlemiştir.
Yabancı yatırımcıların hak ve korumalarından bazıları şunlardır:
- Türkiye’de herhangi bir sektörde, herhangi bir oranda sermaye ile şirket kurma, şirket satın alma veya ortak olma hakkı.
- Türkiye’de kurdukları şirketlerin karlarını, sermayelerini ve varlıklarını serbestçe transfer etme hakkı.
- Türkiye’de çalışma izni, oturma izni ve vatandaşlık edinme imkanları.
- Türkiye’de çeşitli teşviklerden yararlanma imkanları (vergi indirimleri, sigorta primi desteği, arazi tahsisi, faiz desteği, gümrük vergisi muafiyeti ve bölgesel teşvikler gibi).
- Türkiye’de uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklardan faydalanma imkanları (yabancı sermayeli şirketlerin ulusal muamele görmesi, çifte vergilendirmenin önlenmesi, yatırım uyuşmazlıklarının çözümü gibi).
Yabancılar için Türkiye’de şirket kurma şartları
Türkiye, yabancı yatırımcılar için cazip bir ülke olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin stratejik konumu, büyük ve dinamik bir pazarı, genç ve nitelikli bir işgücü, gelişmiş altyapısı ve rekabetçi teşvikleri, yabancıların Türkiye’de şirket kurmasını kolaylaştırıyor.
4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu uyarınca; Yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye’de doğrudan yabancı yatırım yapılması serbesttir.Yabancı yatırımcılar yerli yatırımcılarla eşit muameleye tabidirler.Yurt dışında ikamet ettiğini çalışma veya ikamet izniyle belgeleyen Türk vatandaşları kanunun uygulanması bakımından yabancı yatırımcı sayılırlar.
Yabancılar Türkiye’de Türklerin kurabileceği her şirket türünü kurabilir. Bu ifadeden yabancıların Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan her türlü şirket türü ve Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan adi şirket türlerinden birini kurabileceğini anlamak gerekir. Yabancı kendine en uygun şirket türünü bu kanunlardan belirleyip kurabilir.
Türkiye’deki şirket türleri
- Türk Ticaret Kanunu’na göre Türkiye’de beş farklı şirket türü bulunmaktadır. Bunlar;
- Anonim Şirket
- Limited Şirket
- Kollektif Şirket
- Komandit Şirket ( Adi Komandit Şirket
Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket)
- Kooperatif
Bu yazımızda Türkiye’de yaygın olarak kullanılan iki şirket tipini inceleyeceğiz.
Limited şirketi
Şirket unvanını ve önceden belirlenmiş (sabit) sermayeyi tesis etmiş ve şirketin malvarlığında sınırlı sorumluluğa sahip bir veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelmesiyle kurulur. Limited şirketlerin özellikleri aşağıdaki gibidir:
- En az 1 en fazla 50 gerçek veya tüzel kişi ile kurulur.
- Gerekli sermaye en az 10.000 lira olmalıdır.
- Ortakların sorumluluğu şirkete taahhüt etmiş oldukları sermaye kadardır. Ortakların borçlar için kişisel sorumluluğu yoktur
Anonim şirketi
Sermayesi belirlenip paylara bölünmüş, borçlarından ancak mal varlığı ile sorumlu olan bir şirkettir. Bir anonim şirketin özellikleri şunlardır:
- Bir veya sınırsız sayıda ortakla oluşturulabilir
- Gerekli sermaye en az 50.000 lira olmalıdır.
- Ortakların sahip oldukları sermayeye göre borç ve hakları vardır.
Yabancıların Şirket Kuruluşu Aşamaları:
- Müvekkil ile görüşme ve şirket esas sözleşmesinin usulüne uygun hazırlanması
- MERSİS üzerinden tutanak ve ana sözleşmenin gönderilmesi
- Evrakların düzenlenmesi ve noterlikçe onaylanması
- Şirketin potansiyel vergi numarası edinmesi
- Sermayenin belirli bir kısmının Rekabet Kurumu banka hesabına yatırılması
- Sermayenin belirli bir kısmının şirket banka hesabına yatırılması ve belgelenmesi
- Tescil işlemleri için Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuru
- Şirket ile ilgili bazı yasal defterlerin tasdik ettirilmesi
- Vergi dairesinden şirket kuruluş bildirisinin talep edilmesi
- İmza sirküleri düzenlenmesi
- Şirketle ilgili bazı dokümanların e-TUYS sistemine aktarılması
- Şirket türüne ve faaliyet amacına göre diğer yapılması gerekenler
Vergilendirme
Türkiye’deki limited şirketler %20 vergi öderler. Aynı zamanda, bireyler yıl boyunca gelir vergisini ödemek zorundadır. Kişisel gelir vergisi oranı %15 ile %35 arasında değişmektedir. Konut, yasal veya iş merkezi Türkiye’de bulunan şirket veya kişiler elde ettikleri gelir üzerinden vergi öderler. Ayrıca katma değer vergisi ve damga vergisinin ödenmesi de gündemde. Yıl sonunda ortaklar arasında kâr dağıtımı yapılması durumunda, bu kârdan genellikle %15 oranında vergi kesintisi yapılır.
Türkiye’nin Yatırım Koruma ve Teşvik Tedbirleri
Türkiye, ticaret yapılabilmesi için birçok yabancı yatırımcıyı çeken bir yatırım merkezidir. Dışarıya açık bir ekonomi olarak Türkiye, yabancı yatırımcıların haklarını korumak, ekonomik büyümeyi teşvik etmek ve kamulaştırma durumunda tazminat garantisi sağlamak için bir dizi tedbir uygulamıştır. Bu yazımızda Türkiye’deki yatırımların korunmasıyla ilgili devlet politikası ve tedbirlerini inceleyeceğiz.
Yabancı Yatırımcılara Sağlanan Haklar ve Güvenceler
Türk hükümeti, yabancı doğrudan yatırımı teşvik etmek amacıyla yabancı yatırımcılara kapsamlı haklar ve korumalar sunmaktadır. Yabancı Yatırım Kanunu ve Doğrudan Yabancı Yatırımların Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’e göre, yabancı yatırımcılar, yerel yatırımcılarla aynı haklara ve korumalara sahip olup yabancı kimliklerinden dolayı haksız muameleye maruz kalmazlar.
Türkiye, adil ve eşit muamele, ayrımcılık yapılmaması, tam tazminat ve sermaye ile kar payının ayrımcılık yapılmadan transfer edilmesi gibi uluslararası hukuktaki yatırım koruma prensiplerini tam olarak kabul etmektedir. Ek olarak, Türkiye birçok ülke ile ikili ve çok taraflı yatırım anlaşmaları imzalayarak yabancı yatırımcıların haklarının daha da korunmasını sağlamıştır.
Kamulaştırma Durumlarında Tazminat Hakkı
Türk hükümetinin yabancı yatırımları kamulaştırma veya el koyma gibi olağanüstü durumlarda, yatırımcılar adil ve hızlı bir şekilde tazminat alma hakkına sahiptir. Türkiye’nin Yabancı Yatırım Kanunu, yatırımların kamulaştırılması veya el konulması durumunda yatırımcıların hakkının, adil ve eşit piyasa değeri üzerinden tazmin edilmesini ve bu tazminatın serbestçe yurtdışına transfer edilebilmesini öngörmektedir.
Bu tazminat sisteminin kurulması, yabancı yatırımcılar için ek güvenlik sağlar ve onların Türkiye’ye daha büyük bir güvenle yatırım yapmalarına olanak tanır.
Yatırım Teşvik Tedbirleri
Daha fazla yabancı yatırım çekmek amacıyla Türk hükümeti çeşitli teşvik tedbirleri uygulamıştır. Bu tedbirler, yatırımı teşvik etmek, rekabet gücünü artırmak ve ekonomik gelişmeyi desteklemeyi hedeflemektedir.
Teşvik tedbirleri arasında vergi muafiyetleri, tercihli faiz oranlarıyla krediler, gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması, uygun arazi kiralaması koşulları, özel ekonomik bölgelerin kurulması ve araştırma ve yeniliğe yönelik teşvikler bulunmaktadır. Bu tedbirler yalnızca yabancı yatırımcıları hedef almamakta, aynı zamanda yerli işletmeleri de içermekte ve tüm tarafların ekonomik faaliyetlere katılmasını teşvik etmektedir.
Yatırım Anlaşmaları
Türkiye, ikili yatırım anlaşmalarını birçok ülke ile imzalayarak ikili yatırımları korumak ve teşvik etmektedir. Bu anlaşmalar yatırımcılara daha geniş haklar sağlayarak ikili yatırımlar için öngörülebilirlik ve istikrarı artırır.
Ayrıca, Türkiye Enerji Şartı Antlaşması’nın bir üyesidir ve enerji sektöründeki yatırımları korumaktadır. Bu antlaşmalar, Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki yatırım koruması için hukuki çerçeveyi oluşturur.
Türkiye, yatırım koruması ve teşvik tedbirleri konusunda kapsamlı ve planlayıcı politikalar benimsemiş olup yabancı yatırımcılara kapsamlı haklar ve güvenceler sunmaktadır. Bu önlemler, yabancı yatırımcıların Türk piyasasına olan güvenini güçlendirir ve yatırımlar için istikrarlı ve karlı bir ortam yaratır. Ancak bir yatırımcı olarak, yatırım yapmadan önce Türkiye’nin ilgili yasalarını ve politikalarını detaylı bir şekilde anlamak ve gerektiğinde profesyonel hukuki ve finansal danışmanlardan destek almak önemlidir.
Reformlar ve Hukuki Şeffaflık
Türk hükümeti, hukuki şeffaflığı ve yatırım ortamını güçlendirmek için ekonomik reformları teşvik etmeye çalışmaktadır. Daha fazla yabancı yatırım çekmek için hükümet, işlemleri basitleştirmek ve düzenleyici kurumların verimliliğini artırmak için önlemler almıştır. Ayrıca, Türkiye dijital ve bilgi reformlarını ilerletmekte, hükümet ile yatırımcılar arasındaki iletişimi ve etkileşimi geliştirmekte ve yatırım şeffaflığını artırmaktadır.
Avantajlı Coğrafi Konum ve Altyapı
Türkiye’nin Avrupa, Asya ve Orta Doğu’nun kavşak noktasında stratejik bir konumu vardır ve bu da onu bu pazarlara erişim için ideal bir geçit haline getirir. Limanlar, havaalanları, demiryolları ve karayolları gibi modern altyapılar, yatırımcılar için uygun koşullar sağlar ve daha verimli iş operasyonlarına imkan tanır.
Büyük Pazar ve Çeşitlendirilmiş Ekonomi
Yaklaşık 90 milyonluk bir nüfusa sahip olan Türkiye, büyük bir ülke olup önemli bir iç pazarı vardır. Bu çeşitli pazar, çeşitli endüstriler ve sektörlerde geniş iş fırsatları sunar. Tarım, imalat, turizm, hizmetler ve bilgi teknolojisi alanlarında Türkiye’nin ekonomisi büyük potansiyele sahiptir ve yatırımcılara çeşitli yatırım fırsatları sunar.
Türkiye, yüksek potansiyele sahip bir yatırım destinasyonu olarak olumlu bir eğilim göstermektedir; yatırım koruma önlemleri, teşvik politikaları, ikili anlaşmalar, coğrafi konum ve pazar büyüklüğü yatırımcılar için geniş gelişim olanakları sunmaktadır. Ancak yatırımcılar, Türkiye’nin hukuki, ekonomik ve siyasi ortamını tam olarak anlamalı ve yatırım stratejilerini bilgece belirlemelidir. Zorluklara kapsayıcı bir politika ile yaklaşırken, Türkiye’nin yatırım ortamının daha büyük açıklık ve istikrara doğru gelişeceği düşünülmektedir.
Türkiye’de yabancılar için şirket açma koşulları:
- I) Doğrudan Yatırım
Doğrudan yatırım, yabancı bir yatırımcının Türkiye’de bir şirket veya şube kurarak veya mevcut bir şirkette ortak olarak yaptığı yatırımdır. Diğer yandan portföy yatırımları gibi hisse senedi veya tahvil alarak yapılan dolaylı yatırımlar da mevcuttur. Türkiye’de uzun vadeli ve kalıcı yatırımlar yapmak isteyen ve Türkiye’deki ticaret ve döviz kuru riskini kabul eden yabancılar, yerli yatırımcılara sunulan fırsatlardan eşit şekilde faydalanabilirler.
- II) Yatırımcılar İçin Yasalar
Türkiye’deki yatırım yasası, iki prensibi vurgular: Türklere eşit muamele ve her türlü şirketi kurabilme olanağı.
Bu yasa uyarınca:
Türkiye’de yatırım yapmak serbesttir.
Yabancı yatırımcılar yerli yatırımcılara eşit muamele görürler. Bu yasanın eski halinde, yabancı şirketlerin kurulması için sıkı prosedürler uygulanırdı. En tartışmalılardan biri, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ön onayı ve her yabancı ortak için minimum 50.000 ABD doları sermaye şartıydı. Ayrıca, yasa düzenlemesi ile yabancı yatırımcıların ticari faaliyetleri üzerindeki kısıtlamalar da kaldırıldı. Önceden yabancı yatırımcılar anonim şirket, limited şirket ve şube kurabilirdi, ancak artık yabancı yatırımcılar her türlü şirketi Türkiye’de kurabilir ve faaliyet gösterebilirler. Bu süreçte, yeni yasayla elde edilen en önemli değişikliklerden biri de şirketlerin hissedarlık yapısının reformudur. Yeni yasa uyarınca yatırımcılara, tek hissedarlı anonim şirket kurma imkanı tanınmıştır.
Türkiye’de kullanılan şirket türleri:
- Limited şirket
- Anonim şirket
- Kooperatif
- Komandit
- Kollektif şirket
Limited Şirket:
Limited şirket, şirket unvanını ve önceden belirlenmiş (sabit) sermayeyi kurmuş olan bir veya daha fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından kurulan ve şirket varlığına karşı sınırlı sorumluluğu olan bir şirkettir. Limited şirketlerin özellikleri şunlardır:
- En az 1 ve en fazla 50 gerçek veya tüzel kişi ile kurulur.
- Gerekli sermaye en az 10.000 lira olmalıdır.
- Ortakların sorumluluğu, taahhüt ettikleri sermayeye eşittir. Ortaklar borçlar için kişisel sorumluluk taşımazlar.
- Hisse senedi ve tahvil çıkarma yetkisi yoktur.
Anonim Şirket:
Sermayesi belirlenmiş ve hisselere bölünmüş olan ve borçlarına yalnızca varlıklarıyla sorumlu olan bir şirkettir. Anonim şirketlerin özellikleri şunlardır:
- Tek bir ortakla veya sınırsız sayıda ortakla kurulabilir.
- En az 50.000 lira sermaye ile kurulur.
- Ortaklar, taahhüt ettikleri sermayeye göre hak ve sorumluluklara sahiptirler.
Yabancılar İçin Türkiye’de Şirket Kurma Süreci:
- Şirketin ana sözleşmesinin zamanında hazırlanması.
- Toplantı ve ana sözleşmenin “Mersis” sistemi üzerinden gönderilmesi.
- Belgelerin düzenlenmesi ve kaydedilmesi.
- Bir vergi numarası alınması.
- Sermaye payının belirli bir kısmının rekabet organizasyonunun banka hesabına yatırılması.
- Sermaye payının bir kısmının şirketin banka hesabına yatırılması.
- Tescil işlemleri için İşletme Sicil Müdürlüğüne başvuru yapılması.
- Şirkete ilişkin bazı yasal belgelerin onaylanması.
- Vergi dairesinden şirket kuruluşuna ilişkin bir beyanname talep edilmesi.
- İmza sirküleri düzenlenmesi.
Kurumlar Vergisi
Türkiye’deki limited şirketler %20 oranında kurumlar vergisi öderler. Aynı zamanda, bireyler yıllık olarak gelir vergilerini ödemek zorundadır. Kişisel gelir vergisi oranı %15 ile %35 arasında değişir. Türkiye’de ikamet eden veya yasal veya iş merkezi Türkiye’de bulunan şirketler veya bireyler elde ettikleri gelire göre vergi öderler. Ayrıca, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi ve damga vergisi de gündemdedir. Yıl sonunda ortaklar arasında kar payı dağıtımı durumunda, genellikle bu kârdan %15 oranında vergi kesintisi yapılır.
Türkiye’de Yabancı Yatırımların Düzenlenmesi:
Türkiye, büyük bir pazar, stratejik konum, genç ve nitelikli iş gücü, modern altyapı ve teşvik paketleri sunarak uluslararası doğrudan yatırımcılar için çekici bir ülkedir. 2003 ile 2023 arasında Türkiye, yaklaşık 240 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım çekmiştir. Türkiye’nin uluslararası doğrudan yatırım stratejisi, 2023 yılına kadar küresel doğrudan yatırımlarda pazar payını %1.5’e çıkarmak ve ülkeye yüksek katma değerli yatırımlar getirmeyi amaçlamaktadır. Yabancıların Türkiye’de şirket kurabilmeleri için de belirli yasal süreçler ve koşullar bulunmaktadır.
Yabancı yatırım yasaları ve düzenlemeleri:
Türkiye’deki yabancı yatırım yasaları ve düzenlemeleri, yabancı yatırımcıların yerli yatırımcılarla eşit muamele görmesi prensibine dayanır. Yabancı yatırımcılar, herhangi bir sermaye miktarıyla Türkiye’de herhangi bir sektörde şirket kurabilir, bir şirket satın alabilir veya ortak olabilirler. Yabancı yatırımcılara, kurmuş oldukları şirketlerin karlarını, sermayelerini ve varlıklarını serbestçe transfer etme hakkı tanınmaktadır. Yabancı yatırımcılara ayrıca Türkiye’de çalışma izni, ikamet izni ve vatandaşlık alma imkanı da sunulmaktadır.
Türkiye’deki yabancı yatırım yasaları ve düzenlemeleri aynı zamanda yabancı yatırımcılara çeşitli teşvikler de sağlamaktadır. Bu teşvikler arasında vergi indirimleri, sigorta primi desteği, arazi tahsisi, faiz desteği, gümrük vergisi muafiyeti ve bölgesel teşvikler yer almaktadır. Teşviklerden faydalanabilmek için belirli kriterlere uyum sağlamak ve ilgili kurumlara başvuruda bulunmak gerekmektedir.
Yatırımcı İzin ve Lisans Süreçleri:
Yabancıların Türkiye’de izin ve lisans almak için başvuru süreci, yabancının çalışmak veya yatırım yapmak istediği alanlara göre farklılık gösterir. Çalışma izni alabilmek için yabancılar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü’ne başvurmalıdır. Başvuru için gereken belgeler başvuru türüne ve çalışılacak sektöre göre farklılık gösterir. Başvuru süreci, başvuru tarihinden itibaren 30 gün içinde tamamlanır.
Yatırım için izin ve lisans alabilmek için yabancılar ilgili kurum ve kuruluşlara başvurmalıdır. Örneğin, maden arama izni almak için yabancılar Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne başvurmalıdır. Başvuru için gereken belgeler, lisans grubuna ve araştırılacak maden türüne göre değişir. Başvuru süreci, başvuru tarihinden itibaren 15 gün içinde tamamlanır.
Yabancı yatırımcıların hakları ve korunmaları:
Türkiye’deki yabancı yatırımcıların hakları ve korunmaları, 2003 yılında yürürlüğe giren Doğrudan Yabancı Yatırım Kanunu tarafından garanti altına alınmıştır. Bu yasa, yabancı yatırımcılara yerli yatırımcılarla eşit muamele ilkesini benimsemiş, yatırım ve yatırımcı tanımlarında uluslararası standartlara uyumu sağlamış, yabancı doğrudan yatırımların gerçekleştirilmesinde izin ve onay sisteminin bilgi sistemine dönüştürülmesini sağlamış ve yabancı doğrudan yatırımların artırılmasına yönelik politikalar belirlemiştir.
Yabancı yatırımcıların bazı hakları ve korunmaları şunlardır:
- Türkiye’de herhangi bir sektörde herhangi bir sermaye miktarıyla şirket kurma, şirket satın alma veya ortak olma hakkı.
- Türkiye’de kurulmuş olan şirketlerin karlarını, sermayelerini ve varlıklarını serbestçe transfer etme imkanı.
- Türkiye’de çalışma izni, ikamet izni ve vatandaşlık alma imkanları.
- Türkiye’de çeşitli teşviklerden yararlanma imkanları (vergi indirimleri, sigorta primi desteği, arazi tahsisi, faiz desteği, gümrük vergisi muafiyeti ve bölgesel teşvikler).
- Türkiye’de uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklardan yararlanma imkanları (yabancı sermayeli şirketlerin ulusal muameleye tabi tutulması, çifte vergilendirmenin önlenmesi, yatırım ihtilaflarının çözümü).
Uluslararası ticari anlaşmazlıkların çözümü:
Tarafların dava açmadan anlaşmazlığı çözmelerine yardımcı olacak tarafsız bir hakem tarafından yapılan alternatif anlaşmazlık çözüm yöntemlerine alternatif anlaşmazlık çözüm yöntemleri denir. Yani, bu yöntemlerde taraflar özgür iradeleriyle seçim yapabilir ve yargı kurumlarına alternatif oluştururlar. Değerlendirilebilecek birkaç alternatif yöntem bulunmaktadır.
Tahkim
İki tarafın yer aldığı tahkim yönteminde, anlaşmazlığın çözümü hakem denilen kişilere bırakılır ve anlaşmazlık hakem tarafından incelenip karara bağlanır.
Tahkim, ticari ve yatırım anlaşmazlıklarını çözmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem için iki tarafın olması gerekmektedir. Taraflar gerçek ya da tüzel kişi olabilirler. İş yapma ya da yatırım anlaşmalarına girerken taraflar, gelecekteki anlaşmazlıkların mahkemeye gitmek yerine tahkimle çözülmesini istedikleri konusunda tahkim anlaşması yaparlar.
Tahkimin aşamaları şunlardır:
- Tahkim talebi
- İlgili masrafların ödenmesi
- Dilekçeler aşaması
- Tahkim mahkemesinin kurulması
- Tahkim alanının belirlenmesi
- Karar ve kesin oylama
Tahkimin iki türü vardır: Zorunlu ve ihtiyari tahkim yolu
İhtiyari tahkim: İhtiyari tahkimde taraflar, hakem seçimi, doğası ve prosedürü hakkında kendi aralarında belirledikleri kuralları belirleyerek tahkim anlaşması yaparlar. Bu durumda taraflar, anlaşmazlıklarını kendi ihtiyaçlarına uygun olarak ve sadece kendi anlaşmazlıkları çerçevesinde tahkim prosedürünü belirlerler. Bu yöntemin en önemli dezavantajı, tarafların hakeme anlaşamadıkları takdirde anlaşmazlığı çözme imkanının olmamasıdır, çünkü hakemin kararı sonucu belirler.
Zorunlu tahkim: Bu tahkim yöntemi, çeşitli kuruluşların önceden belirlenmiş kurallarına dayanan ve ilgili kurumlar tarafından kurallara uygunluğun garanti altına alındığı bir tahkim yöntemidir.
- Uluslararası Ticaret Odası Tahkim kuralları
Bu yöntemde, her bir tahkim davası, davanın incelenmesi ve nihai kararın verilmesinden sorumlu olan bir tahkim mahkemesi tarafından ele alınır. Tahkim mahkemesini denetleme görevi Uluslararası Tahkim Mahkemesi tarafından yapılır.
- UNCITRAL Tahkimi
Bu yasalar Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu tarafından onaylanmıştır. Tahkim kuralları, tahkimin yönetiminden sorumlu olmaz, ancak tahkim kurumu olarak bir tahkim kurumunu yetkilendirebilir.
- Diğer tahkim merkezleri
Bazı ulusal ticaret odaları kendi tahkim kurallarını geliştirmiştir.(Londra Tahkim Mahkemesi). Ayrıca, Türkiye’de bazı yerel ticaret odaları tarafından tahkim kuralları hazırlanmıştır, örneğin İstanbul Ticaret Odası Tahkim Kuralları.
Mahkeme kararı
Mahkeme kararı, hakim tarafından anlaşmazlığın yargısal olarak çözülmesidir. Arabuluculuğun amacı tarafların çıkarına anlaşmazlıkları çözmekken, dava açmanın amacı genellikle dava konusunun haklı mı haksız mı olup olmadığını saptamaktır.
Arabuluculuk
Arabuluculuk, tarafların tarafsız, bağımsız ve uzman bir üçüncü tarafın yardımıyla bir anlaşmazlığa çözüm aradığı bir süreçtir. Arabulucu karar verme yetkisine sahip değildir, sonuç dayatmaz, ancak taraflara sistematik teknikler kullanarak anlaşma sağlamada yardımcı olur.
Müzakere (doğrudan görüşme)
Bu yöntemi yüz yüze yapmak uygun olabilir, ancak duruma bağlı olarak telefon, faks vb. araçlar kullanılabilir.
Anlaşmazlıkların önlenmesi ve çözüm yöntemleri
Bu tür anlaşmazlıklar, tarafların incelenmesi ve ülkelerin yasalarının gözden geçirilmesi, doğru ve prensipli anlaşmalar yapılması ve deneyimli uzmanlar ve avukatlardan yardım alınmasıyla önlenebilir.
Türkiye’de Uluslararası Vergi Planlaması: Yatırımcılar İçin Fırsatların Maksimize Edilmesi
Türkiye, Avrupa ile Asya’yı birleştiren avantajlı konumu nedeniyle yeni büyüme fırsatları arayan yatırımcılar için popüler bir yer haline gelmiştir. Türkiye’yi çekici bir yatırım merkezi yapan temel unsurlardan biri de işletmelere çeşitli teşvikler ve faydalar sunan vergi sistemi. Vergi ortamını anlamak ve etkili vergi planlama stratejileri uygulamak, yatırımcıların faaliyetlerini en üst düzeye çıkarmaları ve düzenleyici uyumu sürdürmeleri için önemlidir.
Türkiye’deki Vergi Rejimi ve Yatırımcılar için Vergi Avantajları
OECD ülkeleri ortalamasına uygun olarak Türkiye’nin %20 kurumlar vergisi oranı oldukça düşüktür. Türkiye’de yatırımcılar ayrıca şu vergi avantajlarından yararlanabilir:
- Türkiye’de ikamet etmeyenlere ödenen temettüler üzerinden %10 stopaj uygulanır.
- Türkiye’de ikamet etmeyenlere yapılan faiz ödemeleri %5 stopaja tabidir.
- Araştırma ve geliştirme için yapılan harcamalara %10 indirim.
- Sabit varlıkların amortismanı için %10 indirim.
Bu avantajlı vergi oranları ve indirimler, yatırımcılara hoşgörüyle karşılanan bir ortam yaratmaya ve Türkiye’de işletmelerin kurulmasını teşvik etmeye yardımcı olur. Yabancı yatırımcılar daha düşük vergi yükümlülükleri ve vergiler sonrası artan karlılık elde edebilirler, bu da Türkiye’nin yatırım yapılacak bir yer olarak cazibesini arttırır.
Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları ve Uygulamaları
Türkiye, sınır ötesi ticareti ve yatırımları teşvik etmek amacıyla diğer ülkelerle 80’den fazla çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması (ÇVÖA) imzalamıştır. Bu ÇVÖA’lar, gelirin iki kez vergilendirilmesini önlemek için yalnızca bir ülkeye vergi yetkisi verir. Türkiye ile yapılan ÇVÖA’lar genellikle OECD Model Vergi Anlaşması’na uygunluk gösterir. Ancak bazı gelir türlerinin, örneğin telif hakları ve temettülerin nasıl ele alındığında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu ÇVÖA’lara uyan yatırımcılar, gelirlerinin kendi ülkelerinde ve Türkiye’de iki kez vergilendirilmesinden kaçınabilirler. Yatırımcılar, ağır vergi yükleriyle karşılaşmayacaklarından emin olarak sermayelerini Türkiye’ye getirmeye teşvik edilir.
Vergi Planlama Stratejileri ve Uyumluluk Gereksinimleri
Türkiye’deki vergi yükümlülüklerini minimize etmek için kullanılabilecek bir dizi vergi planlama stratejisi bulunmaktadır. Bu stratejiler şunları içerir:
- Türkiye’de mevcut olan vergi avantajlarından yararlanacak şekilde yatırımı yapılandırmak.
- Türkiye ile yapılan ÇVÖA’ları kullanarak her iki ülkeye ödenecek vergi miktarını azaltmak.
- Tüm vergi beyannamelerinin doğru ve zamanında düzenlenmesini sağlamak.
Yatırımcılar, iş hedefleriyle uyumlu etkili vergi planlama stratejileri geliştirmek ve uygulamak için deneyimli vergi danışmanlarıyla yakın çalışmalıdır. Doğru vergi planlaması, önemli maliyet tasarrufu ve gelişmiş nakit akışı sağlayarak Türkiye’deki yatırımların genel karlılığını artırabilir.
Uyumluluk Gereksinimleri:
Türkiye’de faaliyet gösteren yatırımcılar, Türk vergi otoriteleri tarafından belirlenen çeşitli gereksinimlere uygunluk sağlamalıdır.
Bu gereksinimler şunları içerir:
- Her yıl vergi beyannamesi sunma.
- Zamanında vergi ödemesi.
- Doğru muhasebe kayıtlarını tutma.
- Vergi otoritelerine gerekli bilgileri verme.
Türkiye’de faaliyet gösteren işletmeler, tüm vergi yasalarına ve düzenlemelere sıkı bir şekilde uymak için son derece dikkatli olmalıdır. Yasal değişiklikleri düzenli olarak takip etmek ve bilgili vergi danışmanları ile çalışmak, işletmelerin vergi sisteminin karmaşıklıklarından kolaylıkla geçmelerini ve uyumsuzluk nedeniyle cezalara maruz kalmalarını önlemelerine yardımcı olacaktır. Türkiye, yatırımcılar için birçok çekici vergi avantajı sunmaktadır. Ancak uyumluluk gereksinimlerinin anlaşılması, cezalardan kaçınmak için önemlidir. Yatırımcılar, bir vergi danışmanı ile danışarak mevcut olan tüm vergi avantajlarını en üst düzeyde kullanacaklarından emin olabilir ve Türk vergi düzenlemelerine uyduklarını doğrulayabilirler. Sonuç olarak, Türk yatırımcılar, ülkenin stratejik konumu ve vergi avantajlarından uluslararası vergi planlaması yoluyla faydalanma nadir fırsatına sahiptir. Yatırımcılar, yatırımlarını dikkatlice planlayarak ve düzenleyici gereksinimlere uyarak Türkiye’de yatırım yapma avantajlarını en üst düzeye çıkarabilirler.