Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde İmal Ve Ticareti
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde İmal Ve Ticareti, Zehirli Madde İmal Ve Ticareti
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 1. Fıkrasında ceza tanımı yapılmıştır. Buna göre; ‘’Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.’’ Maddenin 3. Fıkrasında ise ; ‘’suça konu maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden veya bulunduran kişilerin 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı’’ hüküm altına alınmıştır. Bir önceki kanun olan 6545 sayılı Kanun öncesi ceza miktarı 5 ila 15 yıl olarak belirlenmiş idi. Fakat belirtilen bu cezaların, oldukça yüksek ve caydırıcı olduğu aşikardır.
- Burada önemli olan konu fail saiki ve eylemin niteliği, birlikte değerlendirilmelidir. T.C.K madde 188’de konuya ilişkin ‘’ticari amaç’’ kavramı üzerinde durulmalıdır. Mevcut durumuyla T.C.K madde suçun manevi unsuru itibariyle failin saikinden ziyade maddi unsuru yönünden fiilin ticari faaliyet içerip içermediğinin tespitine elverişlidir. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ticari amaç güdülmeksizin yapısı itibariyle ticari nitelik içermeksizin, bedelsiz olarak başka bir kimseye verilmesi halinde hangi madde çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği konusunda bir uygulama söz konusu değildir. Fakat uygulamada bu durumda kabul edilen görüş uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ticari amaç veya yapısı itibariyle ticarilik olmaksızın bir başkasına bedelsiz verilmesi TCK m.188/3 kapsamına dahil edilmektedir. Çünkü uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin “satılması eylemi” ayrıca suç olarak düzenlenmiştir. Bu durumda bedelsiz olarak malın başkalarına verilmesi, hükümde ifade edilen “başkalarına verme” eylemi olarak değerlendirilmelidir.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Etkin pişmanlık” başlıklı 192. maddesi; uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarını işleyen şahısların, yargı makamlarına yardımları karşılığında cezasının kaldırıldığı veya azaltıldığı özel düzenlemeyi içermekte olup, buna göre uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak eden ve kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran şahısların yaptığı yardımlar ve yardımların yapılma zamanı, faillerin yaptırımlarını ve hukuki durumlarını lehlerine etkilemektedir. Ancak uyuşturucu veya uyarıcı madde satma suçlarında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için failin yardımı ne zaman kadar yaptığı ve kendi soruşturması ile ilgili olmayıp başka soruşturmaya konu uyuşturucu veya uyarıcı madde suçunu ihbar etmesi halinde kendi suçu açısından etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp faydalanmayacağı oluşturmaktadır. Öncelikle TCK madde192/1,2,4 açısından etkin pişmanlıktan yararlanılması için, suçların resmi makamlar tarafından haber alınmaması yani konuyla ilgili soruşturmanın başlamamış olması gerekmektedir. C.K madde192/3’de ise; suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında cezanın, yardımın niteliğine göre cezanın dörtte birinden yarısına kadar indirileceği belirtilmiştir.
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, C.K madde 192/3’de düzenlenen etkin pişmanlık durumundan yararlanabilmek için bazı koşullar aramaktadır.
- Fail 5237 sayılı TCK’nin 188 ve 191. maddesinde düzenlenen suçlardan birini işlemiş olmalıdır.
- Hizmet ve yardım bizzat şahıs tarafından yapılmalıdır.
- Hizmet ve yardım soruşturma ya da kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.
- Hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra, ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.
- Fail kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalı, bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.
- Failin verdiği bilgiler doğru, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır.
Fakat bu durumun aksine doktrinde kabul edilen görüş ‘’failin etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için, adli makamlara hizmet ve yardımın, ilk derece mahkemesi tarafından hüküm kuruluncaya kadar yapılması gerektiğini ifade etmekte, kanun yolu aşamasında yapılan hizmet ve yardımın TCK m.192/3 uyarınca indirime konu olmayacağını belirtmektedir.’’ düşüncesi esastır.